Siyaset Bilimci Ülker Piriyeva, “Zengezur koridorunun açılması bölgede yeni bir jeopolitik durumun sonucudur,” ÖZEL

 

Açıklama yok.

 

Siyaset Bilimci Ülker Piriyeva “Zengezur koridorunun açılması bölgede yeni bir jeopolitik durumun sonucudur” ÖZƏL

Siyaset Bilimci Ülker Piriyeva

– Zengezur koridorunun açılması bölgede yeni bir jeopolitik durumun sonucudur

Evet, bugün bölgemizde yeni bir gerçeklik yaratıldı. Tüm dünya Dağlık Karabağ sorununun tarih olduğunu, çözüldüğünü ve bittiğini biliyor. Elbette artık geleceğe bakmalıyız, bölgemizde ulaşım projelerinin hayata geçirilmesi ve Zengezur koridorunun açılması en önemli konulardan biri.

Böylece, Azerbaycan’ın 2. Karabağ Savaşı’ndaki tarihi Zaferi, Güney Kafkasya bölgesinin jeopolitik ve jeoekonomik manzarasını kökten değiştirmiş ve yeni bir işbirliği ortamı için uygun koşullar yaratmıştır. En önemlisi, Azerbaycan’ın savaşın galip tarafı olarak işbirliği ve barış için somut girişimler ve öneriler ortaya koyması bağlamında, bölgesel işbirliğine ve Ermenistan ile ülkemiz arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine yönelik pratik adımlar atmaya hazır olduğunu ifade etmiştir.

Kuşkusuz böyle bir formatta işbirliği, bölgede istikrar ve ilerleme için elzemdir. Elbette Güney Kafkasya’da buna en çok ihtiyaç duyan taraf Ermenistan’dır.

Azerbaycan’ın, Ermenistan ile işbirliği olmasa bile, kalkınma göstergeleri açısından bölgede lider ülke olarak sürekli başarıları ile bu statüsünü güçlendirdiği bilinmektedir. Ayrıca çok sayıda ulusötesi projeyi hayata geçirdiği de malumdur.
Ancak, son 30 yılın analizi, Azerbaycan ve Türkiye ile işbirliği olmaksızın Ermenistan’ın ne gerçek kalkınma yoluna girebileceğini, ne de herhangi bir ulusötesi projeyi uygulayamayacağını göstermektedir. Bu anlamda, Azerbaycan’ın savaş sonrası dönemde barış ve karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesine yönelik önerilerini Ermenistan için bir çıkış yolu olarak kabul etmek mümkündür. Ancak tüm bunlar Ermeni toplumu ve görevlendirdiği hükümet tarafından iyi bilinmesine rağmen, ülke bölgesel entegrasyonun gerçeklerini kabul etmek, yeni ekonomik bağlar kurmak ve ulaşım koridorları açmak yerine, ne yazık ki, eski fikirlerine bağlı kalarak her şeyi inkar etmeyi tercih ediyor.
Bu, Zengezur koridoru bağlamında görülebilir. Evet, Zengezur koridorunun kurulması, Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan liderlerinin 10 Kasım 2020 tarihli üçlü Beyannamesine da yansıdı. Ayrıca 11 Ocak 2021’de imzalanan üçlü Beyanname, Zengezur koridorunun açılmasını ve işletmeye alınmasını onayladı.

Ancak Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Al Jazeeraya verdiği röportajda Zengezur koridorundan bahsedilmediğini ve 10 Kasım’daki üçlü açıklamanın sadece Laçin koridoruna atıfta bulunduğunu iddia ediyor. Ancak Beyannamenin 9. paragrafında şöyle deniyor: “Bölgedeki tüm ekonomik ve ulaşım bağlantıları restore ediliyor. Ermenistan, vatandaşların, araçların ve yüklerin her iki yönde engelsiz hareketini organize etmek için Azerbaycan Cumhuriyeti’nin batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım bağlantılarının güvenliğini garanti eder. Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin sınır servisi, ulaşım bağlantısını kontrol ediyor. Tarafların anlaşmasına göre, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan’ın batı bölgelerini birbirine bağlayan yeni ulaşım iletişimlerinin inşası sağlanacaktır.

Ancak Paşinyan, Beyannamede 9. Paragrafda yer alan yeni ulaşım iletişiminin Zengezur koridorunu kapsadığının hala farkında değil galiba, lakin açıkçası Ermenistan, resmi taahhüdüne uygun olarak koridorun açılmasını sağlamalıdır. Ermenistan, 10 Kasım açıklamasına göre Azerbaycan’ın Laçın koridoru üzerinden Ermenistan ile Karabağ Ermenileri arasında engelsiz iletişim için koşullar yarattığını da dikkate almalıdır. Şunu da belirtelim ki, Laçın koridoru üzerindeki egemenlik, uluslararası belgelerde yer aldığı ve 10 Kasım açıklamasında yeniden teyit edildiği üzere Azerbaycan’ın yetkisi altındadır. Diğer taraftan, Ermenistan, Zengezur koridoru üzerindeki yükümlülüklerini yerine getirmezse, Azerbaycan’ın Laçın koridorunu kapatmak zorunda kalacağını da hesaba katmalıdır. Aynı zamanda, Ermenistan, Azerbaycan’ın koridorlarda böyle bir dengesizliğe müsamaha göstermediğini ve göstermeyeceğini unutmamalıdır. Azerbaycan devleti, Ermenistan’ın Zengezur koridorunu ve iletişimini açmadaki gecikmesi konusunda dünya kamuoyunu bir kez daha en üst düzeyde uyardı. Özellikle Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, IX Küresel Bakü Forumu’nun “Küresel Düzene Yönelik Tehditler” konulu açılış töreninde yaptığı konuşmada bu açıklamayı yaptı. “Ermenistan’ın kapitülasyon anlaşmasını imzaladığından beri bir buçuk yıldır Nahçıvan’a erişimin açılmaması, Üçlü açıklamanın ilgili hükmünün ihlalidir. Ermenistan’ın, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile ilişkilerin Azerbaycan için açılmasına ilişkin 10 Kasım 2020’de imzaladığı üçlü açıklamaya uymasını bekliyoruz. Ne yazık ki, Ermenistan kapitülasyon eylemini imzalayalı bir buçuk yıl oldu, ancak şu ana kadar herhangi bir hareket olmadı. Bu kabul edilemez. Her şeyden önce bu, Ermenistan tarafından üçlü beyannamənin hükümlerinin ihlalidir. Aynı zamanda bölgede bir dengesizlik de yaratıyor çünkü aynı açıklamaya göre Azerbaycan, Ermeni nüfusun yaşadığı Azerbaycan’ın Karabağ bölgesine Ermenistan’dan engelsiz geçişi üstlenmiş durumda. Ermenistan bu engelsiz bağlantı için bir buçuk yıldır Laçin yolunu kullanıyor. Ancak bizi Nahçıvan’a bağlayacak Zengezur koridorunu ve Ermenistan’dan geçen yolu Azerbaycanlılar kullanamıyor. Bu adil değil ve biz buna razı olmayacağız.”

Evet, doğrusu gerçeklik o ki, Ermenistan Zengezur koridoru ile ilgili yükümlülüklerini ihlal etmeye devam ederse, o zaman ülke ve Karabağ’da Rus barış güçlerinin kontrolündeki topraklarda kalan ermeniler Laçin koridoruna hasret kalacaklar. Herkes sonuçları hayal etmenin zor olmadığını biliyor.

Tabii ki şu anda Türkiye’den gelen kargolar Gürcistan ve İran üzerinden Azerbaycan’a ulaştırılıyor. Kuşkusuz bu güzergahın oluşturulması, Türkiye’den Azerbaycan’a doğrudan mal tedarikini kolaylaştıracak ve bunun tersi de olacaktır. Böylece Zengezur koridoru ile bir başka iletişim hattı, Türk dünyası coğrafyasında olduğu kadar Asya ve Avrupa arasında da daha hızlı ve kolay iletişimin koşullarını oluşturacaktır. Tüm bunların, ülkemizin sağladığı Zengezur koridoru ve diğer transit ulaşım koridorlarının hayata geçirilmesinin dünyanın ulaşım haritasını yeniden şekillendireceğini söylemek için sebep verdiğini belirtelim. Başka bir deyişle, yeni ulaşım altyapısı uluslararası statü kazanacak, Asya ve Pasifik ülkeleri tarafından kullanılabilecek bir rota haline gelecektir. Ancak bu tür olumlu sonuçlar için zeminler varken, bugün Ermeni rövanşist güçleri Zengezur koridorunun gerçekleştirilmesine karşı çıkıyor. Aksine, aslında bu projeden faydalanırlarsa yani bölgesel işbirliğine dikkat ederlerse olumlu sosyo-ekonomik göstergelerle karşılaşabilirler. Özellikle ekonomik ablukayı kırma ve ekonomik kalkınmayı sağlama fırsatına sahip olacaklar.

Lakin, Ermenistan saldırgan politikasından vazgeçmezse, işsizlik artacak, göç ve yoksulluğun eşlik ettiği benzer ekonomik durum daha da kötüleşecek, o ülkede kaos ve keyfilik derinleşecektir. Koridorun canlanmasının Azerbaycan ile Türkiye arasında köprü rolünü üstlenen ve bundan kazançlı çıkan Gürcistan`ı rahatsız etme ihtimali bulunsa da geniş kapsamlı bir bölgesel barış ve iş birliği ortamının oluşturulmasından bu ülke de kazançlı çıkacaktır. Ayrıca Gürcistan üzerinden gerçekleştirilmiş olan Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattı ve Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı gibi projeler yakın ve orta vadede bu ülkeye katkı sunmaya devam edecektir.
Koridordan en çok rahatsız olduğu görüntüsüne sahip olan ülke ise İran`dır. İran bu rahatsızlığını sınırların değişme (Zengezur`un Azerbaycan`a geri verilmesi) ihtimaline dayandırmaya çalışsa da rahatsızlığının asıl kaynağının 44 günlük savaşın sonuçları, kardeş Türkiye’nin bölgede güçlenmesi, kendisinin sürecin neredeyse tamamen dışında kalması olduğu açıktır.

Şu ana kadarki verilerden yola çıkarak Zengezur koridorunun bir sınır değişikliği projesi değil, bölgesel barışı ve iş birliği ortamını güçlendirecek bir ulaştırma projesi olduğunu ifade etmek mümkündür. Bu projenin gerçekleştirilmesi, önemli ölçüde Rusya`nın kontrolü altında olması, Ermeni toplumundaki Türk karşıtlığı, bazı dış güçlerin olumsuz tavırları ve diğer bazı nedenlerden dolayı çok kolay olmayabilir. Fakat gerçekleştirildiği takdirde, sadece Azerbaycan’la Ermenistan ya da Azerbaycan, Ermenistan, Türkiye, Rusya dörtlüsü hatta sadece Türk dünyası da değil, Doğu-Batı ticaretinin neredeyse tüm katılımcıları kazançlı çıkacaktır.

Koridorun canlanmasıyla aynı zamanda, Azerbaycan Türklerinin Ermenistan`dan tarihi yurtlarına dönüşlerini psikolojik açıdan her iki toplum için kolaylaştırıcı rol oynayabilir. Genel olarak bölgesel barışın önündeki psikolojik engellerin zayıflamasına katkı sağlayabilir.

Böylece İstanbul ile (Hazar geçişli olmak üzere) Türkistan`ın en doğusuna kadar direkt ulaşım bağlantısını sağlaması dolayısıyla, koridoru zaman zaman “Turan koridoru” olarak da nitelendirenler de olmaktadır.

Kısacası, bugün Ermenistan, Azerbaycan’ın bölgedeki tüm ekonomik ve ulaşım iletişimini açmak için pratik adımlar attığını dikkate almalıdır. Bu Ermenistan’da da iyi değerlendirilmeli ve işbirliği için yeterli adımlar atılmalıdır. Ancak aksi takdirde, Ermenistanın son otuz yılını da göz önünde bulundurursak sonuç olarak, Ermenistan en büyük kaybeden ve zarar görecek taraf olacaktır.

Siyaset Bilimci Ülker Piriyeva

 

Açıklama yok.

Başa dön tuşu